25 Şubat 2011 Cuma

yani sadece oturup beyaz show izliyorum düşünsene üstelik odamda bile değilim çünkü annem dedi ki oturma odasında otur odanda üşürsün dedi. evet mart’ın gelmesine birkaç gün kaldı ama hava buz gibi zaten mart ayı genel olarak teknik bahardır anlatabiliyor muyum? ama hislerimi anlatacak olsam şöyle söylerdim mesela, mesela tam göğüs kafesinizde hani böyle ağlamak isteği olur da AĞLAMIYCAM LAN ALLAĞALLA dersiniz ağzınasıçayım neler söylüyorum ama işte beyaz show’da deniz çakır var bu kadının yanakları içe doğru çöküp ağzının içinde birleşecek gibi duruyor bilemiyorum zaten benim odamda televizyon yok ki olsa da çok saçma olurdu bence televizyon lan sonuçta ne bileyim değişik ben 4 tane 20lik çektirmiştim canım çok yandı ama fiziksel acı çok daha farklı bir şey ama tabii o sırada bunu bilemiyor insan nerden bilecek? fıstık yeşili oje sürdüm mesela sonra insanlar beğendiler ama aslına bakarsanız ben pek beğenmedim çünkü yeşil sonuçta ne kadar güzel olabilir ki? şimdi bir mavi dururken, bilemiyorum değişik. ah tam da ailem her hafta istanbul’a gitmeye başlamışken. çok yaklaşmıştım yani azıcık parmak uçlarımda dursam yakalayacaktım ama çıkmaza girdim ayrıca çok fazla fotoğraf olmasına karşın anı silmekte hiçbir zaman iyi olamadım mesela geçen gün 7. sınıfta evdeki fotoğraf makinesini gizli gizli okula götürüp çektiğim yakışıklı çocuğun fotoğrafını buldum günlüğüme de 30 yaşıma geldiğimde bunu duvarıma asıcam diye yazmışım böyle bir sapkınlık olabilir mi oluyor. sonra da suçu şehirlere atıyoruz sizi kıran biri oluyor onun yaşadığı şehri sevmiyorsunuz siz salak mısınız ya kör müsünüz insanlar bazen gerizekalı oluyor ama bu onları genel olarak gerizekalı yapmıyor geçen gün bi arkadaşım sen kendini çok mu zeki sanıyosun dedi yyööe dedim ben mesela bi de şey var alışkanlıklar. alışkanlıklar garip bir alışkanlık edinmek için birkaç ay yeterli sonra alıştığınız şey sizin fikrinizi sormadan şu noktada öyle küfürler edesim var ki ama neye olduğundan da emin değilim sanırım sesli düşünmek gibi bir şey yapıyorum şu an. eurovision şarkısını dinledim yüksek sadakat’in solisti değişmişti yeni geleni de eskisi gibi keldi sanki kimseye çaktırmamaya çalışmışlar gibi çok komik bence bir de grubun ismi de bir garip zaten ama dar pantolonumun artık bol olduğunu görmem beni çok üzdü gerçi artık göbeğim yok bugün 26 şubat 2011. 26 şubat 2010’da osmanla milli kütüphaneye üye olmuştuk ah ne güzel günlerdi sonra havalar ısındı ve bahçede uyuduk beslendik ve koşturduk ve akşamları ateş yakıp ısınmaya çalıştık çünkü haziran ayına ısınması gerektiğini hatırlatacak kişi emekli olmuştu ve yerine yenisi bulunamamıştı ve haziran akşamları yağmur yağıyordu sonra da hava soğuyordu bir keresinde öyle bir ıslanmıştım ki o akşama dönmek isteyebilirim sonra sınavlara girmiştik sınavdan önce düşmüştüm dizim kanamıştı ama umrumda olmamıştı çünkü o sınavdan sonra özgür olacaktım yaz tam anlamıyla gelmiş olacaktı ve uçacaktım sonra fikrim sorulmadan hayatıma girildi sonra birileri öldü dişlerim çekildi hava çok sıcaktı 42 derece falan seğmenler parkı o sıcakta gerçekten iyi geliyor.

üzgünüm.

1 yorum: