30 Mayıs 2009 Cumartesi

gece üstüme amores perros düştü.


sena saçların çoook güzel oldu bebeğim!



29 Mayıs 2009 Cuma

abo.

yazı tipime n'olmuş lan?

kalbimin kuşu uçtu be

bir tane blog var.sahibi çok ezik.sanki inceden uyduruyor gibi geliyor.böyle,olmasını istediği kişiyi ve hayatı yaşayamıyor çeşitli baskılardan da,öyle yaşıyormuş gibi davranıyor gibime geliyor.benimle aynı fikirde olanlar da var gibime geliyor.ne bileyim,öyle gibi lan sanki.amerikan filmi çeviriyo kendince bu blog kişisi.kız bi de bu.isim verip rencide etmek istemiyorum ama salihande bile daha gerçekçi.

bu gece kusarsam integral işareti kusarım.kımıl kımıl ya hani,yılansı.fakintegral.

salı günü dersane pikniği var.çok eğleneyim bari,napıyım.

yüksek sadakat'ten pek hoşlanmam da "haydi gel içelim" parçası çohoş be.bu yüksek sadakat üstünüzden kuş geçer falan derken,yeni ünlü olduğu zamanlarda,ben 9.sınıftayken,başkent ünv. şenliğine gelmişlerdi.o zaman eski solistti tabi.çok maldılardı.o değil de grubun solisti değişir mi be,ne ayıp şey.bi de yenisi eskisine benziyor:Dçok gülüyorum ben.nerden de bulursunuz?sesi benziyo tipi benziyo.sanki çakmayacaz değiştiğini hehehe.ben böyle solisti değişen bi grup daha biliyorum.adını diyim mi?başka zaman diycem.

haydi gel içeliiim!

ha öss'ye nerde girceğim belli olmuş.
balgat anadolu endüstri tenknik vırtzırt bilmem ne lisesi'nde gircekmişim.hey gidi hey.

sevgili yüksek sadakat
yüksek müsadenize dayanarak bir şey sormak istiyorum.
kalbin kuşunun uçması ne demek?
haa öyle diyosun,tamam o zaman.

27 Mayıs 2009 Çarşamba

jezgi bişey de şunlara yyeaa!

aile katli yasası çıksa?
eve geldim.annem,ablam ve içerisinde ablamla özge'nin fotoğrafının olduğu çerçeve,ablamın yatağında yatıyorlardı.bir yandan da muhabbet.muhabbet muhabbeti açtı,annem "öss'den düşük alırsan n'olcak?" sorusunu yöneltti.ben de arkeoloji okurum dedim.annem ve ablam "arkeoloji okuyup napcan bidaha gir daha iyi" dediler.sanki ben bir odtü uluslar arası ilişkiler mezunu olsam, ordan mezun olunca ne bok yapıldığını da bilmiyorum da,işte sanki mezun olunca oturup iş bulup masa başında ciddi ciddi ortamlarda çalışcam.benim başka planlarım var.ben sanatçı olcam lan!ben dünyayı dolaşçam!ha iktisat okumuşum ha arkeoloji ha bilmem ne.sinirliyim.dalarım.
ayrıca sevgili jezgi de arkeoloji okuyor.mutlu mu?allaaama mutlu!benim için önemli olan budur arkadaş.çare bol.ölcem mi sanki?ölcem mi?ölmek.deme.bana.üzülüyorum.
çok yorgununm.
çok sıkıldım.
çok başım ağrıyor.
bitsin yaaa daha bir sürü film izlemem lazım.
uhuuuğ yaz güzel olcak!
o kadar çok film izleyip o kadar çok kitap okicam ki gerçekle kurguyu ayırt edemez hale gelip ağzımdan salyayalar akıta akıta gezcem evde.halıları pisletçem.salyayla.
hadi bay yaa
saçmalatıyolar beni ondan sonra yok bilge'nin dünya umrunda mı sanki?yok bilge eşşeğe çüş demeye erinir falan.(evet öyle diyorlar bana.eşşeğe çüş demeye erinmek.eşşeği bilmem ama bu lafın üzerine  sana  çüş derim sevgili babacığım.)
çorba.
bay.


23 Mayıs 2009 Cumartesi

başlık koymayınca da çıplak hissediyorum ha.

az önce bir video izledim
diyor ki
sana enginin selamı var
hangi engin?
pezevengin.

bence hayat bazen sadece bu olmalı.
gülmedim mi?
güldüm lan!hayvanlar gibi güldüm hem de.
esen kalın sevgili gençler
kısa bir süre yokum zira.
yerim.
bay.

reyyan diyor ki;


hepinize warm gun.

21 Mayıs 2009 Perşembe

ben ağlamıyorum ki.


 ölüm,korku veriyor.
 korku vermesi bilinmezliğinden.
 ölen kişinin arkasından delicesine üzülmense bencilliğinden.sevdiğin kişiyi bir daha görememek,onunla vakit geçirememek,sesini duyamamak...kendin için değil mi tüm bunlar?öte yandan ölen kişinin yarım kalan hayalleri,gülüşü,koşamaması uçsuz bucaksız sahillerde,artık dolaşamaması işine geldiğince güzel bulduğun deli dünyayı.
 peki,daha önce hiç öldün mü?
 
 hayal et.öldüğünü hayal et.o an ölüm şekline göre bir acı ve işte sonsuzluk.ruhun bedeninden ayrılıyor ılık bir esinti eşliğinde.kulağına en sevdiğin şarkı çalınırken artık özgürsün.arkandan birileri ağlıyor,saç baş yolanlar,çıldıranlar...anlam veremiyorsun.bilseler artık ne kadar hafif olduğunu,hayattayken hiç olmadığın kadar huzurlu olduğunu ve en sevdiğin renklere bezendiğini,üzülmezlerdi elbette.
  
 kitaplar inmiş,inandığın.cennet diyor,cehennem diyor,azap diyor,sorgu diyor.korktuğu için ibadet eden insanlar dört bir yanında.sorgu meleklerinin sınavını geçip mezarda rahat uyumaktan söz ediliyor,delicesine inanılıyor bunlara.mezarında inleyenlerden söz edilip adına kabir azabı deniliyor ve çılgınlar gibi korkuluyor üstüne.peki,bu insanlar daha önce hiç ölmüşler mi?
 
 hayal et.
 bedeninden ayrılan ruhun gökyüzünde.artık dünya senin.bütün okyanuslar,ormanlar,metropoller,çöplükler,savaşlar...hepsi ayaklarının altında.hepsi senin için.buradan her yerin ve herkesin görülebildiğini hayal et.arkandan ağlayanların seslerini kısabildiğini,gülen insanları izleyebildiğini hayal et.yıldızlar,gezegenler hepsi senin.ve,uçmak dilediğince,istediğin yere...ne melek var ne şeytan.ne reçel ırmaklarının aktığı gül bahçeleriyle dolu bir yer ne de korlanan ateşler...yıldızlara dokunuyorsun,ayda piknik yapıyorsun,canın istediğinde dünyaya inip turluyorsun.keşfedilmemiş o kadar çok yer,o kadar çok canlı ve o kadar çok renk var ki!kuzey kutup noktasına gidip kutup yıldızını izliyorsun,kolunu kaldırdığında avuçlarının içinde...okyanuslara dalıp milyonlarca canlıyı arkadaş ediniyorsun.çöllerde dolaşıyorsun,ya da her nerde ne yapmak istersen!hayattayken dünyanın senden esirgediği her yeri karış karış senin oluyor.giymen gereken kıyafetler yok!ne marka taşıma kaygısı ne açlık korkusu!dünya sana dar geliyor,gezegenleri geziyorsun.mars!uranüs!venüs!hepsi senin...güneş sistemine sokayım,çıkıp başka alemlere yol alıyorsun...

 ne yorgunluk var ne hayal kırıklığı.
 hayal yok!
 çünkü artık,hayal sensin!

 peki,söyle bana özgecan!mars'ta hayat var mı?

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Breathe it in and breathe it out.

özge'ye dair edebiyat parçalayamıyorum,içim parçalanıyor.
şarkılar anlatsın beni,özge'yi,bizi.
1 hafta oldu.
mayıs benim ayımdı.
artık değil.
bu kadar.


19 Mayıs 2009 Salı

she's run run run run running out...

When you were here before
Couldn't look you in the eye
You're just like an angel
Your skin makes me cry
You float like a feather
In a beautiful world
And I wish I was special
You're so fuckin' special
But I'm a creep, I'm a weirdo.
What the hell am I doing here?
I don't belong here.
I don't care if it hurts
I want to have control
I want a perfect body
I want a perfect soul
I want you to notice
When I'm not around
You're so fuckin' special
I wish I was special
But I'm a creep, I'm a weirdo.
What the hell am I doing here?
I don't belong here.
She's running out again,
She's running out
She's run run run running out...
Whatever makes you happy
Whatever you want
You're so fuckin' special
I wish I was special...
But I'm a creep, I'm a weirdo,
What the hell am I doing here?
I don't belong here.
I don't belong here.

18 Mayıs 2009 Pazartesi

özge in the sky with diamonds!

Picture yourself in a boat on a river
With tangerine trees and marmalade skies
Somebody calls you, you answer quite slowly
A girl with kaleidoscope eyes

Cellophane flowers of yellow and green
Towering over your head
Look for the girl with the sun in her eyes
And she's gone

Lucy in the sky with diamonds
Lucy in the sky with diamonds
Aaaaahhhhh...

Follow her down to a bridge by a fountain
Where rocking horse people eat marshmellow pies
Everyone smiles as you drift past the flowers
That grow so incredibly high

Newpaper taxis appear on the shore
Waiting to take you away
Climb in the back with your head in the clouds
And you're gone

Lucy in the sky with diamonds
Lucy in the sky with diamonds
Aaaaahhhhh...

Picture yourself on a train in a station
With plasticine porters with looking glass ties
Suddenly someone is there at the turnstyle
The girl with the kaleidoscope eyes

Lucy in the sky with diamonds
Lucy in the sky with diamonds
Aaaaahhhhh...
Lucy in the sky with diamonds
Lucy in the sky with diamonds
Aaaaahhhhh...
Lucy in the sky with diamonds
Lucy in the sky with diamonds 


14 Mayıs 2009 Perşembe

ÖZGECAN!!!


yazacak bir şey bulamıyorum.
duyamıyorum.
ne?
özgecan!
seni çok seviyorum.
gülüşünü ve güzelliğini hep özlicem.

12 Mayıs 2009 Salı

uuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuğ çok güzel lan!bence.




merhaba
ben bilge,bunlar da güneş gözlüklerim.aslında tek bir gözlük ama insanlar çoğul kullanıyor.
benimle gelirsen birlikte yangın çıkarabiliriz.ya da ne yapmak istersen,bilmiyorum.
işte benim böyle pis bi özelliğim var,ne yapalım dersen kabul ederim.ama gülceksek.yoksa beğenmiyorum.gülelim,güldürelim değil mi?
bi de şey,yarın benim doğum günüm.hayatımın 18. yılını da geride bırakıyorum.yapcak o kadar çok şey var ki...düşündükçe heyecanlanıyorum.
bugünlerde öss'ye 30küsür gün kalmış olması beni ilgilendirmiyor,ya da günde kaç soru çözdüğüm.ilgilendirmeli mi?tamam.ama sen böyle yaparsan nasıl eğlenebiliriz?
hayat denen ilginç şeyin ana kaynağı eğlenceden geçiyor.bence.
ben.
buyum.
doğum günüm kutlu olsun mu?
olsun olsun.
hadi gideyim de kaos yaratayım.
(ergenim lan işte.ne bekliyosun ki?)

11 Mayıs 2009 Pazartesi

reyyan diyor ki;



aşk şarkılarda kalsın senin için
hayvanlı porno benim işim.

10 Mayıs 2009 Pazar

acı.


sabah çıkarken 3kg gelen çantam kütüphaneye girerken 4,5 kg olmuştu.kütüphanede 5 saat geçirdikten sonra çıkarken 3,2kg hissedilen çantam dost kitabevinde 4kg,ayakta 10 dk ablamı beklerken 5kg,metroda akköprü'ye ayakta yolculuk yaparken 5,5kg,olmuştu.ankamall'de 1buçuk saat yürüdükten sonra 7kg gelen çantamı yemek katında oturunca masaya koydum.o an yer çekimi beni reddetmiş gibiydi,uçtuğumu sandım.galiba,gerçekten uçmak buydu.
sırtım ağlayarak bana teşekkür ediyor,omuzlarım susuzluktan ölmek üzereyken kurtarılıp su içirilen bir depremzede gibi seviniyordu.

ben,çanta taşımaktan bıktım.
şey,artık bitse?

9 Mayıs 2009 Cumartesi

kombinasyone gel ama.

cezayla bu amcanın arasında kocaman bi fark var! mı?

7 Mayıs 2009 Perşembe

tanrı bana "sana bişey göstercem ama önce su kartına su yükletmelisin" dedi.

dersaneden çıktım.güvenparka doğru yardırırken su kartına su yükletmem gerektiğini hatırladım birden.yarın yükletemez miydim?hayır.hızlı adımlarla gittim,yüklettim.sırada bir kadın;dar kotlu,uzun çizmeli -evet kotu çizmenin içindeydi çünkü kot dardı ve çizme uzundu- en ön sırada bişeyler konuşuyordu ve gerçek bir aptal gibi davranıyordu.neyse,oradan çıktım.durağa gittim ve süpersoniksel genci bir kızla gördüm.sonra otobüs geldi,aynı otobüse bindik.
otobüsten indim.
arkasından el salladım.
zekice kurgulanmış gibi görünen ama üzerinde biraz düşününce bi bok ifade etmeyen sikindirik aşk hikayem de böylece son buldu.

otobüsten inince tanrı "beğendin mi?" dedi.
ben de "sen yok musun seeen,hınzır seni" dedim.eve geldim.

6 Mayıs 2009 Çarşamba

ağlamaklı oldum yeminlen.

formali genç görünce bi garibime gidiyor.okul formasıyla okul dışında gezmek ilginç bi eylemmiş meğersem.ama biz okul formasıyla okul dışında fink atarken bütün gün formalı insanlarla muhattap olduğumuz için garip gelmiyordu.şimdiyse şöyle bi bakıyorum gömlekli falan geziyorlar.
ıı yani bence şey
ben formamı özledim.

o zaman tüm özleyenlere geliyoor...


pötikare etek,baklava çorap
altında bir takım bordo papuçlar
yüzünde bir buruk kış güneşi var
allah'ım bu kızı nerede bulsaam!?

5 Mayıs 2009 Salı

bu sefer gol değil reyyan.

bugün reyyan daha çok çalışıp 10 yıl sonra iş başvurusu yaparken kendini ondan daha çok çalıştığı ve daha iyi bir ünv.den mezun olduğu için geçebilcek bi kişiyi engellemek için daha çok çalışmak gerektiğini savundu.

10 yıl sonra ne kadar klişe bi hayat yaşayabileceğinin hayalini kurmak bana çok korkunç geliyor.biraz üzüldüm.ama ağlamadım.

mayısın 13'ü yağmurlu geçerse mozambik'e yerleşirim.


artık yağmur yağmasa?

(içsel melankoli gibi oldu,ruhumda yağmur yağıyormuşçasına.
yok lan.bildiğimiz yağmur,çok yağdı,onu diyorum.)

4 Mayıs 2009 Pazartesi

tanrı planlarıma güleceğine alerjime çare bulsun.bok anlatırım bidaha ona plan.


çok sinirliyim.
çünkü;
dün bugün için planım şuydu:sabah 9 buçukta sınava girmek,1e çeğrek kala çıkmak,biraz dolanıp yemek yemek,ardından 3 gibi adnan ötüken'in serin sularına atlayıp hem ders çalışmak hem de süpersoniksel genci beklemek.ama bunların sınava giriş saati kısmı bile gerçek olmadı.sınava 10 dk geç kaldım,heyecanla girdim,önce nefes alış-verişimin düzenlenmesini bekledim.sonra türkçe testinin ortasında,evet,yine,yine burnum akmaya başladı.içimden küfrederek paragraf sorularının yarısından çoğunu ne kadar doğru yaptım bilinmez.sonra sınav boyunca 5 kere kalkıp tuvalete gittim ve burnumu çektim.evet.gözünüzde "sümüklü bebe" imajı bırakmayı istemezdim sevgili gençler ama ben gerçekten sümüklü bir bebeyim sanırım.daha fazla dayanamayıp sınavın bitmesine 55 dk varken "hay sçarım sınavına gidiyom ben" diyerek osman kişisine gideceğimi duyurdum.önce "hayır dur çöz" falan gibi bişeyler saçmaladı sonra ilgilenmeyi bıraktı.çıktım.kafamda 40 tilki dolanıyordu.eve mi gitsem,osmanı beklesem de yemeği onla mı yesem,direk kütüphaneye mi gitsem,fakat burnum akarken süpersoniksel gencin çevresinde bulunamazdım sevgili gençler ve eve gelmeye karar verdim.içeri girdiğimde annem "hayırdır?" derken bi yandan da meraklı meraklı bakıyordu ve muhtemelen içinden benden gelecek şöyle bir cevabı bekliyordu."eeö süper geçti hemen yaptım ohooğ aştım ben 1 saat erken bitti kütüphaneye gerek yok dostum ben burda da iyiyim,ders çalışmak benim için bir bebek oyuncağı ov ye."ama ben "üf ya gene burnum aktı 1 saat erken çıktım yeter artık bişeye alerjim var ama neye ühü ühü öf anne ya uf puf zartzurtvikvvk" diyerek odama girip uyudum.2 saat sonra uyandım ve ne hikmetse "nezle"m geçmişti.

galiba vitaminlere alerjim var.evet.galiba öyle.ben eğitim-öğretime alerjim olmasından korkuyorum açıkçası.hiç hoş olmaz zira.

ha öss'de böyle olursa hiç acımam çatır çutur çekerim burnumu salonda.açık açık söylüyorum.esen kalın bari.şimdi gitsem,süpersoniksel genç orda mıdır dersiniz?gidiyim mi?gidiyim mi lan?tamam.

3 Mayıs 2009 Pazar

inte-gral.gıraal!


twiligth izleyemedim.çünkü sevgili gizem arkadaşımın verdiği dvd sinemadan çekme çıktı."oha!" dedim."kaldı mı bunlardan beh?" dedim.

ben küçükken ilk vcd'miz alındığı zaman bir gün annemle kızılayda gezerken yerde satılan filmlerden almıştık.biri vizyondaki bir türk filmiydi,diğeri de pokemon 2.heyecanla pokemon 2'yi takıp izlemeye koyulmuştum.film ingilizceydi,alt yazılar bok sarısıydı ve senkron yandan yemişti.tüm bunlara rağmen belirli aralıklarla izliyordum.maldım.

twilight'ı dividiye takınca aynı şeylerle karşılaştım ve tüylerim diken diken oldu.ağlamaklı oldum.çok film izleyesim vardı ve gülce'den aldığım aylardır geri götürmem gereken p.s. i love you filmini izledim.izlerken bi ara bayılcam sandım ama güzeldi be.zaten duygusal çalkalanıyorum bu aralar,iyi oldu.

neyse gideyim de biraz integralle sevişeyim.cinsel soğukluk problemi yaşıyoruz her mutsuz çift gibi.bu mat2 insanı rrrrsspu yapar lan!

p.s-red hot chili peppers'ı ilk defa dinleyip de "beğenmedim" diyen genç arkadaşıma burdan 10 gün sonra reşit olcak bir genç kıza yakışmayacağı için küfretmek istemiyorum.

alacabulaca.


twilight izleyeceğim az sonra.gençlerin yüzünden "ohannes" seviyesine ulaşan merakımı sevgili doğancan kişisi bile dizginleyemedi.neyse ki bende depoladığı ön yargı sayesinde film belki de hayatımın filmi olabilecekken (öyle oluyormuş çünkü,öyle diyor genç kızlarımız) yüreğimde bir bok parçası bile olamayacak.

yürekte bir bok parçası olabilen/olamayan nesneler konusuna başka bir zaman değineceğim.
esen kalın.

10 gün sonra reşit olacağım.


çok fazla film izlediğim için süpersoniksel bir gençle  kütüphanede ve durakta ve otobüste karşılaşmayı bi bok sanmaya pek meraklıyımdır ayıptır demesi.
-ayıpsa deme yiğenim.
bugün gelmedi zaten.yani,evet,halk içinde buna "fos olmak" deniyor,biliyorum.
acaba adı ne?acaba adı ne?acaba adı ne?

reşit olunca ne gibi olağanüstü heyecansal şeyler yaşayacağım acaba?ne gibi?ne?
-hiç bi bok olmicak.!!!alt tarafı bu çılgınsal dünyadaki 18. yılını doldurmuş olcaksın.17 ve 16.ları doldurduğun gibi.yasalar falan,siktir et.
yasalar demişken;
bir günlük bile olsa "anarchy in t.c." ufacık tefecik minnacık bir mutluluk uyandırmadı mı sizde?

zekice kurgulanmış gibi görünen ama üzerinde biraz düşününce bi bok ifade etmeyen  bir aşk hikayesinin sikindirik malzemesi olmaya hazırım tanrım!





2 Mayıs 2009 Cumartesi

b*ku çıktı di mi?

hey!dur,küfretmeden önce bir dinle!
kişiliğimi tam anlamıyla yansıtan bir şablon bulana kadar durmayacağım!

fak.

peki msn'de karşıya ":D" yollayacakken yanlışlıkla ":S" yollamanın verdiği korkunç diken üstülük hissi...ağlanası değil mi?

1 Mayıs 2009 Cuma

dünyanın en gerizekalı ablasına sahibim.

hüzünsel çalkalanım.


şahan gökbakar'ın tv8 zamanlarındaki "dikkat şahan çıkabilir"i vardı tv8'de.nasıl da büyütmüştüm gözümde kendisini o zamanlar.recep ivedik darbesinden sonra bir de recep ivedik 2'yi yiyince anladım ki şahan gökbakar düşündüğüm kadar yaratıcı süpersoniksel bir çılgın değilmiş.

insanların değişmesi karşısında verdiğim ilginç tepkileri ve ettiğim küfürleri şahan gökbakar için de verdim,ettim.
yapmasınlar böyle.hiç hoş olmuyor zira.

konunun alpay erdem'le ilgili olan kısmına başka bir zaman uzun uzun değineceğim.
esen kalın.