30 Nisan 2009 Perşembe

tanırsınız bu şahsı.

sevgili sabahtan akşama kadar ve belki de akşamdan sabaha kadar konur-kocatepe arasında 3m'lik köpeğiyle gidip gelen bey;
senden bıktım.
artık dolaşma.
git kendine bir uğraş bul.
köpeğine sahip çık.
adam ol.
sakal bırakmışsın,yakışmış.

hayat sevince güzel.

emolar azaldı gibi sanki di mi?

29 Nisan 2009 Çarşamba

götle gülmek iyi bişey mi?-öyle tabi.

"ben koltuk düşkünüyümdür,ünv.yi bitirince yükselebildiğim en üst seviyeye kadar yükselcem,anayasa mahkemesi başkanı olarak ölcem"

- ben de dünyayı dolaşcam,sırt çantamla sokaklarda uyicam!

 "sen sokaklarda uyurken ben 5 yıldızlı otelde uyicam"

-ölünce ikimiz de toprakta uyicaz ve ben bunu önceden tecrübe ettiğim için sana götümle gülcem.
 
anayasa mahkemesi başkanı olma hayali ne kadar sıkıcı bir hayaldir ve bu hayali kuran genç ne kadar ölüdür sorarım size!?!
sırf içinde bulunduğu ciddiyetten ötürü iş yerinde twist yapamamak...otur ağla lan!

28 Nisan 2009 Salı

reyyan diyor ki;



dar paça giyen erkekle ibne arasında ince bir çizgi var.o çizgiyi geçmemeli...

oha ama.

http://salihande.blogspot.com/

çok başarılı ve kaliteli bir blog.

.

durağa adımını atar atmaz otobüsün gelmesi,elini cebine atar atmaz tam 1lira10 kuruş çıkması,ayakta giderken yanında oturan şahsın inmesi...çok hoş değil mi sence de?

27 Nisan 2009 Pazartesi

millieğitimbakanlığı25gündahadevamsızlıkvermiş.maçı heyet raporu alır derim.


bugün deneme sınavına sabah girdim.
ve klişe sınav sonrası kelime öbeğini kullanmadan edemiciğim; "o bana girdi eh eh eh".
ve mat2 sevmemek.
integral sorusunun pantolonunu indirip bana ahlaksız tekliflerde bulunduğunu görünce elleşmedim.sevişmek isteyeceğim son mat2 konusu integraldir zira.

bugün sınavdan sonra kütüphaneye gittik.ana salon dolu olduğundan yan salonu açtılar.yan salonda da size verilen numaraların önemi yok,istediğiniz gibi oturuyorsunuz.sonra da;
-biraz sessiz olur musunuz? cümlesini duyup kızarıyorsunuz.fist of zen olduk adeta.


26 Nisan 2009 Pazar

ben.

-eğitim-öğretim hayatımın hiç bir döneminde matematiği sevemedim.

-kareli gömlek giyen erkeğe zaafım olduğu doğrudur.

-ergenliğe yeni girdiğim zamanlarda,13-14 yaşlarımdayken "hayatım boyunca konversten başka ayakkabı giymem aaağbieaa" gibi salaksonik cümleler kurmuşluğum vardır.


sümüksel.

bugün kütüphanede yanımda oturan çocuk sümkürdü.ama bildiğiniz sümkürdü.sesli olanından lan işte.fışırtılı mışırtılı.burnundan fışkıranlar sümük değildi,adeta özgüvendi.
özgüven demişken,eğer çocuğum özgüvensiz bi gerizekalı olursa,mesela misafirliğe gidince kulağıma "anne oncak var mıymış,anne tv açsınlar" gibi şeyler söylerse jiletle kafa derisini yüzer dikenli tellere atarım.

allaan zopası yoğumuş.

bu sabah ablamın cüzdanından 5tl çaldım.
otobüsteyken annem aradı.cüzdanımı evde unutmuşum.
korktum.

25 Nisan 2009 Cumartesi

reyyan diyor ki;



arccos the universe

komik oluyor ayol.

kahır bela!


tam türev'le arayı düzeltmişken,ilişkimizi gözden geçirip yeniden deneme kararı almışken integral rrrssspusu aramıza girdi ve her şeyi bok etti.

öğrenciye gerizekalı muamelesi yapıp dersi eğlenceli hale getiriyorum ayağına soru tipi ezberleten karekök yayınları mat5 kitabı yazarı sayın orhan çanakçı "kısmi integral" konu başlığını "kiss me integral" olarak almasaydı belki sevecektim integrali,kim bilir?

ben küçükken.

küçükken babam her gece odamıza gelir,bize dua ettirirdi.o söylerdi,biz tekrarlardık.
+allah'ım
-allah'ım
+bizlere
-bizlere
+sağlık,sıhhat afiyet ver.soframıza bereket ver.ailemize huzur ve saadet ver.milletimizi,memleketimizi,tüm dünyadaki tüm inananları koru.yaşlılara,hastalara fakirlere,yoksullara sen yardım et.bosna-hersek'teki,çeçenistan'daki,azerbaycan'daki,filistin'deki,tüm dünyadaki tüm inananları koru.yaşlılara,hastalara,fakirlere,yoksullara sen yardım et.amin.
-amin.
babam odadan çıkınca dua şöyle devam ederdi
-babam bize paten alsın allam amin.

ablam 10 yaşındaydı,ben 6.
sitede paten modası başlamıştı ve paten sahibi çocuklar giderek artıyordu.bizimse patenimiz yoktu ve terliklerimizi paten gibi hayal edip kaymaya çalışıyorduk.ablam sünger terliklerin daha iyi kaydığını keşfettiğinde sünger terliği ayağımızdan çıkarmaz olmuştuk.
paten kayan çocuklar hava atardı,biz de havamızı alırdık.

o yaz patenlerimiz alındı.ablamın "benim de patenim var,ben de çocuğum" diye şarkı söylediğini çok net hatırlıyorum.
biz paten kayarken bizi izleyen sünger terlikli çocukları hiç düşünmüyordum.
mutluydum.
patenlerim vardı 
ve tanrı beni seviyordu.

24 Nisan 2009 Cuma

mommo


bugün sabah 9'da dersaneye gittim,çılgınlar gibi ders çalışma planlarım bilmediğim bi nedenden ötürü uygulanamadı.saatler geçiyordu ve ben türev testlerimi bitirmem gerekirken hayatı sorguluyordum.
saat üç buçuğa gelirken ve derse 2 saat varken birden bi elimde kalemim bi elimde cüzdanım kızılırmak sineması'nda kız kardeşim-mommo'yu izlerken buldum kendimi.mükemmel bir film.mutlaka izleyiniz.
çıktığımda derse 5 dk vardı ve kendime gelmiştim.
elimde kalemim ve cüzdanımla sanki fotokopiden dönüyormuşçasına derse girdim.
plan yapmadım.
çünkü tanrıyı güldürmek istemedim.

23 Nisan 2009 Perşembe

kutlu olsun.


sevgili anneciğim
bahçemizdeki ağacın son yaprakları da çiçek açtı mı anne?çok merak ediyorum ağacımızı.burası çok güzel,insanlar dostça.misafir olduğum aile bana çok iyi bakıyor.yani endişelenme,ben çok iyiyim,mutluyum.

burada beni 23 nisan törenlerine götürdüler.çok eğlenceliydi.benim ailem bana kırmızı bir balon ve çilekli dondurma aldı.ama balonum eve gelince patladı,çok üzüldüm.törende çok güzel gösteriler yapıldı.dünyanın her tarafından toplanmış,rengarenk kıyafetler içindeki çocuklar sevinç ve coşkuyla şarkılar söyleyip oyunlar oynadılar.filistin'den gelen diğer çocuklarla birlikte biz de şarkılar söyledik,oyunlar oynadık.ama hüzünlü,buruk bir sevinçle...

tören alanında başları dik yürüyen askerler gördüm.ama bu askerler bizdeki gibi etrafa ateş etmiyordu.insanlar korkuyla sağa sola kaçışmıyor,aksine gururla ve coşkuyla alkışlıyorlardı selam veren askerlerini.tanklar yürüyordu tören alanında.üstlerinde yine dimdik durup selam veren subaylar vardı.ama bu tanklar evleri yıkmaya gelmemişti,bayrama katılıyorlardı.gökyüzünde uçaklar müthiş akrobasi hareketleriyle kalabalıkları coşturuyor,arkalarında sisten izler bırakarak sonsuz ufuklara doğru uçup gidiyorlardı.ve bu uçaklar da bizdeki gibi ateş ve ölüm yağdırmıyordu insanların üzerine ve insanlar korkuyla değil gururla seyrediyorlardı onları...

törenden sonra hep birlikte anıtkabir'e gittik.orada 23 nisan'ı çocuk bayramı ilan eden Atatürk yatıyordu.o'na içimden teşekkür ettim,ve dua ettim.kendinden sonra ne kadar güzel bir millet bırakmıştı Atatürk.

daha sonra beni kocatepe camii'ne götürdüler.orada insanlar her an kurşunlanacağım korkusuyla değil ibadet coşkusuyla namaz kılıyorlardı.ne güzel bir yerdi kocatepe cami'si.koskocaman minareleri akşam olduğunda daha ihtişamlı oluyordu.pırıl pırıl aydınlanıyor,aydınlatıyordu...

oysa filistin böyle mi?her yerde silah sesleri,çığlıklar.geceleri yatağa korkarak giriyorum orada.arkadaşlarımın sayısı her geçen gün biraz daha azalıyor.bebekler,dedeler,anneler ve babalar ölüyor orada.

türkiye öyle değil anne.anneler,babalar çocuklarıyla serbestçe,korkusuzca parklara bahçelere gidebiliyor.çocuklar ölmüyor burada.aileler yabancı çocukları misafir ediyor.filistin de böyle olsaydı keşke.ülkemi seviyorum,silahlarını sevmiyorum.türkülerini seviyorum,çığlıklarını sevmiyorum.

bizim ülkemize de çocuklar gelsin isterdim.herkes gelsin!uçan balonlarla,kuşların sırtında,kelebeklerle gelsin...ama kimse uçaklarla gelmesin filistin'e...

işte böyle anne.Atatürk'ü tanıdığıma çok mutlu oldum.artık böyle bir kahraman olduğunu,bu güzel ülkeyi koruduğunu,kurtardığını biliyorum.ne mutlu bana!bazen düşünüyorum da,keşke bizim de bir 23 nisan'ımız,keşke bizim de bir Atatürk'ümüz olsaydı...

seni çok seviyorum anne.görüşmek üzere,hoşçakal...


-yıl 2003.or-an ilköğretim okulu 23 nisan kompozisyon yarışması 1.si olmuş idim zamanında.düzenlemeler için babamdan yardım istediğimde hangi kısımlarda etkili olduğu netçe görülüyor.kocatepe camisine götürülen 23 nisan çocuğu,dinimiz,amin.
bi de büyüyoruz falan ya,çok hoş bişey lan.esen kalın...

22 Nisan 2009 Çarşamba

çok güzelsin.

hepaynışey.

anne:havluları yıkicam,bizimkiler kirleniyo,senin yüz havlun neden hiç kirlenmiyo?

bilge:ööe,demek ki siz pissiniz,ben temizim.


-elini yüzünü yıkadıktan sonra bornozuyla kurulayan kızın akıllara durgunluk veren hayat hikayesi-

meteorolojik bilge.

sevgili bugün odtü dolmuş durağı sırasının sonundaki kız;
bu havada parka giyilmez bebeğim.

sevgili bugün odtü dolmuş durağı sırasının başındaki çocuk;
bu havada şort giyilmez tatlım.

sevgili bilge;
her şeyi çok biliyosun da,
bu yağmurda kapşonsuz yağmurluk giyilmez hayatım.

-kapşonsuz yağmurluk.dünya çelişken nesneler şampiyonu.-

faturalı hatlara bile ha?

deniz0zmen@hotmail.com gönderdi 22.04.2009 20:07:
bak ne dicem.. para vermeden kontür almak istermisin? :D nası oluyo biliyormusun.. bak www.cepimde.info ya giriyosun ve 5 kuruş vermeden yüklüyorsun ;) ne güzel dimi? faturalı hatlara bile veriyolar

beni seni engellemek zorunda bırakma deniz özmen.bi an önce kendine yeni adres al.bu y**a yemiş zira.


nilay ve annesi olmasaydı aptal kızı görmeyeceğidim.ee?

bu sabah nihayet erken çıkabildim.halk otobüsü kalabalıktı.tam muavinin yanında,ayaktaydım.küçük bi kız muavinle önündeki koltuklar arasına "aman ha düşme"sin diye sıkıştırılmıştı.yaşına göre çok güzel,uzun,dalgalı saçları vardı.arada bi kafasını kaldırıp gözleriyle annesini veya her kimle bindiyse onu arıyordu.
dün akşam kulaklığımın teki bozulduğu için (daha büyük tırtlık uyandıran bi şey var mı ki?) dış sesleri duyabiliyordum.arkadan "nilay,ben burdayım annem" diyen kadını da duydum.arkamı döndüğümde aptal çocuğun ilk seviyesiz ilişkisini yaşadığı aptal kızı ve aptal kızın aptal çocuktan sonraki,aptallığından emin olamadığım yeni sevgilisini gördüm.görünüşe göre okulu asmışlardı ve ellerinden geldiğince sorunlu izlenimi bırakmaya çabalıyorlardı.kız,başını çocuğun göğsüne yaslamış,çocuk kızın yağlanmaya başlayan saçlarını okşuyordu.aptal kızın yanağında siyah,kıllı bi ben vardı.kızı biraz süzdüm.sevgilisinin kollarında,halinden memnun görünüyordu.
otobüs meşrutiyete girdi,kocatepe kahveevi'nin önünde durdu.kızı "bir de şöyle gün ışığında göreyim" diye hemen arkalarından indim.altına siyah şort ve baklava dilimli siyah külotlu çorap giymişti.çocuk formalıydı.yani kız okulu asma planlarını akşamdan yapmış,çocuğa sabah söylemişti.ya da kız ailesine okulu asınca hesap vermiyordu.onları orada bıraktım.muhtemelen felsefe cafe denen en son 4 yıl önce gittiğim,anlamsız mekana gideceklerdi.sen tenedos'u solla,orta dünya'nın kenarından felsefe'ye gir.olacak iş değil.gençleri anlamak zor...her neyse.
meşrutiyet'ten güvenpark'a yardırırken,yağmur yağıyordu.

21 Nisan 2009 Salı

planbozanhüseyinrahmitanbunubizenedenyapıyor?


23 nisan'da sena'nın ailesi istanbul'a gidecekti ve sena bizde kalcaktı ve anarşi in dı çukurambar part2 olcaktı ama tüm planlar yattı.bu plan 1 ay önceden kurulduğu için gerçekleşmedi ve ben 1 ay önce bunun gerçekleşmeyeceğini biliyordum.
ve evet,yine aynı hüseyinrahmitan.
stratejin olmasın.

"saçım uzun aklımdan sana ne?" miydi neydi o?


bugün 2 hafta sonra yeniden okula gittim.formamı son kez giydim.fatma keklik kişisinin roman sınavına girdim,bişeyler karalayıp çıktım zira 0 bile alsam karneme 45 geleceği için şansımı zorlamak istemedim.sınav esnasında fatma keklik sıra aralarında gezerken -tık-tık-tık- 4 senem gözlerimin önünden geçti.hızlı,hızlı.sonra zil çaldı.bu zil,"lise bitti!!!" ziliydi.okulun zili de yesterday'in ateri müziği tadında olanı ayıptır demesi.-ayıpsa deme yiğenim.
sonra vedalaştık.azcık ağladım,format gereği.
sonra hüseyin kişisi reşit olduğu ve ehliyeti olduğu ve babası arabayı verdiği ve okula arabayla geldiği için bizi bahçeliye götürdü.limanlı bahçe denen yerde yemek yiyip tabu oynadık.tüm bunlar olurken ben hiç bir bok hissetmiyordum.sonra 30 yaşlarında bi adamla 20 yaşlarında bi kız geldi ve yiyişmek eylemini gerçekleştirdiler.gözümün önüne bir arkadaşım geldi,üzüldüm.
sonra hüseyin kişisi bizi kızılaya bıraktı.dersaneye gittim.derse daha 2 saat olması ve yorgun olmam sebebiyle uyudum.uyandığımda başım ağrıyordu.
ders analitikti,çemberin analitiğini bitirdik gibi bişey oldu.başım hala ağrıyordu.
son ders tarihti.hiç bişey yazmadım.aklıma ilkokul öğretmenimin sözleri geldi;
"bir akıllı sen misin?"
bilmem,belki de.

20 Nisan 2009 Pazartesi

a-ferin bana.


yarın fatma keklik küçük ağa ve kilit romanlarından sınav yapacak.
girmeyen geçemeyecek.
"dünya fatma keklik'ten bir dönemde 50'nin altına inmeme,son sınavdan da 78 alabilme şampiyonu" olarak,acaba roman sözlüsüne girmesem mi?
---
bugün bilindiği üzere nezleyim ve annem 5 tl verip eczaneden a-ferin adlı ilacı almaya gönderdi beni.çukurambar'da yeni olmam ve durak hariç hiç bir yere gitmemem sebebiyle eczaneyi bulurken zorlandım.yürüyüş yapan bi teyzeye "buralarda eczane var mı?" dedim.o da "şurda sağlık ocağı var onun yanında var,bir de şu tarafta,sola dönünce var,sonra ilerde yolun sonunda var,bi de diğer tarafta marketin orda var.sen nerde oturuyosun?" dedi.birden polislerden kaçarken yolunu kaybeden,astımı tutan ve yana yana eczane arayan bi çılgın gibi hissettim ve heycanlanıp "şeyde ıı arkada,durağın ee caminin orda" dedim.teyzenin pek skinde değildi,lafın gelişi sormuştu belki de (belki de?).2 adım daha gitseymişim eczaneler sokağında olacakmşım meğer.boşu boşuna atraksiyon yaşayışlarıma pek gülüyorum.
---
bugün sıkıldım,leon'u tekrar izledim.ben şu hayatta bi mathilda olamayışıma yanarım ulan!
filmi izlememiş olan ablam,leon'un mathilda'ya pim numarasını öğretirkenki kısmını izledi.içeri gitti,filmin sonunda tekrar geldi.leon filmin sonunda "this is from mathilda" diyip pim'i çılgınsalın eline verirken "o babası mıymış?" diyen ablamın eline pim tutuşturasım geldi.
---
galiba cips sevmiyorum.
---
esen kalın.

sümük.


 sevgili bugün kütüphanede yanımda oturan kız;
 evden çıkarken "oo resmen bu yıl hiç hasta olmadım lan,vitaminlerden kanımca" dedim.sonra kütüphanede 27 numaraya oturdum.mutlak değer çözerken burnum akmaya başladı.sen bu sırada integral çalışmaktaydın.burnumu çekeyim dedim,baktım olmuyor,aşağı inip mendil aldım.burnumu sildim.geçti gibiydi.sonra paragraf çözmeye başladım.burnum yeniden akmaya başladığında sen hala integral çalışıyordun.kalkıp tuvalete gittim.burnumu sildim.geri kalanını içime çektim.tuzluydu.bu sümükler,nezle sümükleriydi ama inanmak istemedim.tekrar oturdum.sen fizik çözmeye başlamıştın.muhtemelen "kıza bak ulan 2 dk oturamadı,okumaz bu" tadında şeyler geçiriyordun içinden.neyse,bu sırada burnum akmaya devam ediyordu.ha çekmiyor muydum?tabiki çekiyordum.gönül isterdi ki horultulu bi şekilde çekeyim rahatlayayım ama kütüphanede burun çekilmez.mi.?.
 acıktığımı farkedip kantine indim.bi karışık tost bi nescafe aldım.kulaklıklarımı taktım."i wanna hold your hand" çalarken yukarda önümün 2 yanında oturan dikkati benimki gibi dağınık genç ve iki arkadaşı karşı masaya oturdular.
 tekrar yukarı çıktığımda oturmadan bi burnumu çekeyim diye düşünüp tuvalete gittim.burnumu çektim.sümkürdüm.çektim.sümkürdüm.evet.kimse yoğudu tuvalette.
 yerime oturduğumda türev çalışmaya başladım,sen hala fizik çözüyordun.şişman bir gencin telefonu çaldı,kıpkırmızı oldu,koşarak salonu terk etti.sanki 3 saattir burnunu çekip çekip,yerinden kalkıp kalkıp çevreye rahatsızlık veren ben değilmişim gibi telefon sesini duyunca yüzümü "ay oha ya kütüphane burası" anlamına gelen hallere soktum.rahatsız olmamıştım sesten,rol yapmıştım.nedenini bilmiyorum.
 ben türev çözerken sen fizik çalışıyordun ve burnum akmaya devam ediyordu.ben çektikçe sanki sen "offjkjdkfdfdkf" diyordun içinden.tekrar çıktığımda salondaki herkes bana bakıyor gibiydi.tuvalete gittim,kapıları kapattım.tüm gücümle burnumu çektim.burun deliklerim içe doğru kıvrılıp ters katlanana kadar çektim.katlanmadı,o ayrı.bu sefer geçmiş gibiydi.evet,burnum kuruydu,akmıyordu lan!çılgınlar gibi sevindim.senin yanına gelip "geçti,bebeğim geçti,artık sümük yok,geçti tatlım" demeyi bile düşündüm.salona girdim,oturdum.tam asimptot sorusu çözecektim ki burnumda onu hissettim.geri gelmişti.birden senden gelen "gıuıırrrvvv" sesini duydum.evet,karnın gurulduyordu!sessiz olunması gereken ortamda başa gelebilecek tırt olaylar silsilesi ikimizi bulmuştu.sanki karnını özellikle guruldatıp bana "üzülme,olur böyle şeyler" diyordun.ben sümüklerimi,sen mideni konuşturuyordun ve çok iyi anlaşıyorduk.
 saat bir buçuğa gelirken,mendil paketim bitmiş,tuzlu sıvıyı içime çekmekten midem bulanmaya başlamıştı.kitabı defteri kapatıp kızaran şişman çocuk kadar olmasa da hızlı adımlarla salonu terk ettim.
 bu yazıyı bana katlandığın ve karnını guruldatarak destek olduğundan sana teşekkür etmek için yazdım.hadi kal sağlıcakla,artık her kimsen(:
 son olarak;sümükleriyle burnunda baloncuk oluşturan insan kadar rezil ama bir o kadar da eğlenceli bir şey var mı be?

19 Nisan 2009 Pazar

şizofrenik avurtgan 2

+hey jude!
-hı
+bugün erkencisin,al kurabiye ye
-hee,sağol.
+nasılsın,eyisin?
-sayende pek iyi değiliz.
+hiç sorma be jude.boku çıktı gençliğimin en hoş yılının,aah...
-farkındayım,ama üzülme fazla,az kaldı zira.
+la get!
-o zaman benimle gel,hadin!
+nereye?
-bilinçaltının dıdısının dıdısına!
+wtf ulan?
-hadi çabuk ol!
+tamam,hey,bura nere?he?aaa!turuncu lan bura!ve sarı,mor,ve pembe,kırmızı,mavi!oha!britney'nin gençliği değil mi o?aa,süper,vallahi de o ayol!hehhehhehe
-dur,daha bu ne ki?
 yürüdüler...garip,geometrik şekilli,alengirli yerlerden geçerlerken etrafta kimler yoktu ki?okul müdürünün çıplak hali,402 nolu sınıfın çocuklarından jessie mccoy...ilerledikçe ortamın kokusu değişmeye başladı ve fonda rhcp'den funky monks çalarken aptal çocukla kendisinin birlikteykenki halleri dolanmaya başladı çevrede.aptal çocukla eğlenirlerken,aptal çocukla öpüşürlerken,aptal çocukla tartışırlarkenki halleri yanıp sönerek etrafta cirit atıyordu.
+jude,çıkalım burdan.
-ilerle,ilerle,heh,şu kapıdan gir.
+ahanda!janis joplin!!!
 janis joplin "a woman left lonely" söylüyordu,çılgın kalabalığın karşısında
 --çılgın kalabalığa bir göz atalım--
hillel slovak         
heath ledger (joker halisi)     
mehmet ali birand
bakkal hüseyin    
alpaslan amca                          
björk
hemingway           
recaizade mahmut ekrem     
II.Mahmut
michael balzary   
marla singer                             
homer simpson
reyyan                 
yoko ono                                   
muhsin yazıcıoğlu
süleyman abi       
ayça hoca                                  
thom yorke
kel britney           
fırat                                            
ernesto che guevara
tyler durden        
arto                                            
tuğba
arka sıradakiler   
rihanna   
sena                                  
willie wonka
saddam hüseyin  
anthony kiedis                         
aptal çocuk ve kadir
john nash              
w.c. andrews                            
chuck palahniuk
V                            
emma goldman                        
donnie darko...
..............................................................................................................................
-bilinçaltında konser veren janis joplin'in karşısındaki çılgın kalabalıktan tanıdık simaların bazıları bunlardı.evet.medya gençleri etkiliyor anacım._
-bilge.
+hı?
-bi ara psikoloğa git,temizlesin şurayı.
+doğru diyon ciğerim.?.?.(gördükleri karşısında adeta şoke olmak,ağzı açık kalmak.)

havadandır.


boğuluyorum.
çünkü çok sıkıldım ve çok yoruldum.
çünkü çevremdekiler aptallıklarını yarıştırırken bile hile yapıyorlar.
çünkü korku bedenimi ele geçirmiş durumda.
çünkü babamın inançları beni ürkütüyor.
çünkü özlüyorum.
çünkü kanatlarım yok ve uçamıyorum.
çünkü elimden bir şey gelmiyor.
çünkü jude adında bir oğlum yok.
çünkü çilek tarlaları çok uzak.
boğuluyorum.
çünkü aslında suyun kaldırma kuvveti yokmuş,mesela...

18 Nisan 2009 Cumartesi

çok küfredesi gelmek,edememek.zira kütüphanede küfredilmez.mi.?


ben büyürken,o küçülüyor
ben değişirken,ankara aynı
ben gülerken,onlar ağlıyorlar
ben yerken,o sıçıyor
ben doyarken,o acıkıyor
ben çalışırken,o yatıyor
ben koşarken,kaplumbağam yürüyor,yaşıyorsa...
ben saçmalarken,reyyan olgunlaşıyor
ben delirirken,babam inanıyor
ben konuşurken,annem susuyor
ben inanmazken,tanrı çıldırıyor
ben dağıtırken,sistem toparlıyor
ben koşarken,duvar örülüyor
ben dururken,rüzgar itiyor
ben okurken,kitap tahrik oluyor
ben dolaşırken,konur 'dalaşıyor'
ben dinlerken,ezan duyulmuyor
ben küfrederken,o duymuyor
ben kırılırken,o birleşiyor...
tamam.
o zaman şöyle yapalım;
ben güleyim.
siz siktirin.

17 Nisan 2009 Cuma


 çocuk;çilek tabağına saldırıp,çilekleri avuçlayıp mıncıkladı.minik parmaklarının arasından fışkıran çileklerin etrafa bulaşmasını zevkle izledi.bunları yaparken bir yandan da çığlıklar attı.çok eğlendi.çıldırdı.elinden çilekler alınınca deliler gibi ağladı.peki bunları neden yaptı?
 "strawberry fields forever"çünkü.
 

özürlü bir gencin yaşama sevinci.

123456123456TPUÖdevNotPuanMuaf
ANALİTİK GEOMETRİ65365-
COĞRAFYA65365-
DİL VE ANLATIM555078361-
GEOMETRİ90590-
MATEMATİK90590-
SEÇMELİ TARİH63363-
SEÇMELİ YABANCI DİL1001005100-
TÜRK EDEBİYATI40140-

bu kız eşit ağırlık öğrencisi.

oou kiss me and smile for me o zaman ne diyim?


 geçen gün otobüsün en ön koltuğunda,yaşları taş çatlasa 19 olan,biri kız diğeri erkek çift,"yiyişmek" eylemini gerçekleştiriyordu.eskiden olsa "ay hiç hoş değel" diyen ben,ahlaki değerlerim değiştiğinden mi,aşk tadında vıcırtılar özlediğimden mi bilmiyorum,"aay ne tatlılaar" diye geçirdim içimden.
 sonuç olarak;otobüslerde öpüşebilirsiniz.izin veriyorum.

7 Nisan 2009 Salı

kendimce kandırmaca,tekniğe yavşamaca (07.04.2008)

hava yağmurlu
iyi oldu böyle,"anımsatılmayasıca günler"
tarihlere takılmamak lazım
hem,nedir ki yani?
bir tam dönüşüdür
dünyanın güneş etrafındaki
zaten teknik soğuktur
duygusuzdur teknik
-teknik!duygusuzun tekisin!
ama tekniği severim
anımsatılmayasıca günlerin
anımsanma oranlarını
anımsanmama sınırına en çok yaklaştırabilendir
yürümüşsünüz
uyumaya çalışmışsınız
heyecandan uyuyamamışsınız
oturmuşsunuz,kalkmışsınız
kahkaha atmışsınız,sarılıp ağlamışsınız
sevmişsiniz,korkmuşsunuz
daha çok sevmişsiniz,daha çok korkmuşsunuz
sıkılmışsınız,kıskanmışsınız,kıskandırmışsınız
düşünmüşsünüz,beyninize küsmüşsünüz
küfretmişsiniz,el hareketi bile çekmişsiniz (hhiii çok ayıpp)
tadı b*ktan tropikal meyve yemişsiniz
çilekli yoğurtlu milkayı yalayıp yutmuşsunuz
biyerleri ev benimsemişsiniz
makarna yemişsiniz,oldukça da kıymalı
ateri bile oynamışsınız çüş size
ağzında b*ktan kumkat tadı bırakmış şimdi tüm bunlar
peh!çilekli yoğurtlu milka tercihimdi ama...
hayat işte...
amaaan,nedir ki yani?
bir tam dönüşüdür
dünyanın güneş etrafındaki
zaten teknik soğuktur
duygusuzdur teknik
-teknik!duygusuzun tekisin
ama tekniği severim
anımsatılmayasıca günlerin
anımsanma oranlarını
anımsanmama sınırına en çok yaklaştırabilendir

6 Nisan 2009 Pazartesi

şikayetçi değilim.


 yıl 2006.ben henüz 10. sınıfta,"çömezlik" denen saçmalığı atlatmış olmanın verdiği rahatlıkla okula giden bir gencim.malum,9. sınıf bitince sınıflar alanlara göre dağılır,bu işler böyle yürür.bilmeyen varsa,bilsin.
 sene başında diğer sınıftan gelenlerle bir anlaşamamazılık,bir çekememezlik vardı aramızda.aralarında nazlı diye biri var ki,hepsine bedel...kıza kıl olmuştum lan!böyle,o ölsün falan istiyordum.sonra birgün derste nazlı'yla atıştık."teneffüste görüşceaz!"dedi.ben de "hee,hee..."dedim.derken,teneffüs oldu.nazlı,çağla insanına saldırdı.bunu gören ben,neyime güvendim bilmiyorum,öyle kavgaymış,kaos yaratmakmış,hiiç işi olmayan biriyim,birden olaya daldım.daldım diyorum,çünkü gerçekten daldım.birden bir şeyler oldu,kendimi bir kargaşanın tam ortasında,evet,dayak yerken buldum.hiçbir şey göremeden ,neyi ve kimi hedef aldığımı bilmeden,çılgınlar gibi tekme attım.hani 'ne koparsam kar'dı.çizgifilmlerde kavga edilirken bir toz bulutu oluşur,arada kol,bacak görünür falan ya,o olay gerçekte de varmış...
 tüm bunlar olurken "naazlı,naazlı,ehe,ehe,kız kavgası olm,naazlı,naazlı" gibi hastalıklısal tezahüratlar duyuyordum.hem psikolojik,hem fiziksel olarak çöküş yaşıyordum."niye kimse ayırmıyo lan,acıyo resmen!"den geçip,"niye kimse biilge,biilge diye bağırmıyor?"a gelmiş,fena halde kaptırmıştım.birden,tam hatırlamıyorum nedenini ama nazlı insafa gelmiş olacak,kavga durdu.18 yıllık hayatım boyunca,pantolonumdaki ayak izleri kadar hiçbir şey şaşırtmadı beni...
 ben durumu algılayama çalışırken nazlı, "yürüyün lan adam topluyoz!" diyerek,sert adımlarla sınıfı terk etti,yandaşlarıyla.evet,hayatım bir lise kavgasında son bulacaktı demek...
 ben de yandaşlarımla,gönül isterdi ki sert adımlarla olsun,"korkmuyorum abi,korktuğumdan değil de,dağ başı mı burası?" gibi şeyleri hafif kekeleyerek ve soluk soluğa kalmış biçimde rehberlik servisine gittim.bir yandan 'pantolonumdaki ayak izleri silinmesin de kanıt olarak hocaya göstereyim' diye düşünürken bir yandan da olayı hocaya naklediyordum.öğrendim ki,meğer bu nazlı sabıkalı bir manyakmış.kız orda cebinden kelebek mi neyse,ondan çıkartıp,iki yerime saplayaydı nolacağıdı?
 ilerleyen zamanlarda belki beş bin defa rehberlik servisine çağırıldık,birbirimizden özür diledik.delikanlı kızmış ama,sözünü tuttu,adam çağırmadı.
 işin ilginç tarafı sonradan nazlı'yla çok iyi anlaşmaya başladık.mesela geçen yıl nazlı sıralara kolonyayla ismini yazıp,kibritle tutuşturup,alevli isim yazma çalışmaları yaparken sıraları yakmış,disipline gitmişti.ifadelerimiz alınırken kendisini korumuştum.korktuğumdan değil abi,ne korkcam yea?.
 yaa,hayat böyle işte.yarın gideyim de iki selam çakıp dalga geçeyim.dalga bile geçebiliyorum ha,bildiğiniz seviyesiz lise arkadaşı olduk,görenleri şaşkına çeviriyoruz.

eveet,"önyargının büyüleyici etkisi" isimli çalışmamı okudunuz.
hadi esen kalın. (ersin karabulut esen kalını adamın adı sanıyorumuş eskiden.)

5 Nisan 2009 Pazar

yusyuvarlak ama.


 merhabalar.
 az önce aldığım bir habere göre yuvarlak gözlük,evet efendim,bildiğimiz,yusyuvarlak olan,evet efendim,takınca,bir john lennon,bir janis joplin ve hatta bir mathilda gibi hissettiğinizden,evet işte o gözlük,piyasaaya düşmüş bulunmakta.
 geçen yaz,çılgınlar gibi aradığım,rüyalarımdan çıkmayan,çılgın optiklerde bile bulunmayan,sonrasında her eve lazım olan uğur abi'nin bulup getirdiği (ayıptır demesi losencılıs'tan getirdi,mavi hemi de,o zaman uu yee beybee de diyim:)) güneş gözlükleri şu an dünya bazaar olsun,limon bazaar olsun,böyle yerlerin bahçesinde diğer aynalı maynalı,çerçevesinin orasında burasında D&G yazan,görenleri hayrete düşüren gözlüklerin arasında,sahiplerini bekliyor.
 bu yaz etraf yuvarlak gözlüklü insanlarla dolacak ve ben hüzünsel çalkalanışlarımda boğulacağım.he bir de şu var,hele bir yuvarlak gözlüklü emo göreyim...işte o zaman neye dönüşürüm hiç bilmiyorum.belki bu sefer gerçekten mozambik'e yerleşirim,kim bilir?

3 Nisan 2009 Cuma

örükleri lüle lüle lüle ...

 merhabalar
 hayatın belki en küçüklerini yaşamış olduğum zorluklarından sıyrılıp yazıyorum... yok öyle birşey tabiki.
 öss'ye 2 aydan biraz fazla kalmış,"tutuşmak" denen şeyi vücudumun hiç bir bölgesinde hissetmiyorum,ne yalan söyleyeyim.
 bahar geldi.neydi o neydi?evet,bahar benim mevsimimdi.-di'li geçmiş zaman değil ki (: hava çılgınsonik güzel.kuşlar baharsal baharsal bağırıyor,çiçekler açmış,her taşın altında bir çift.-taşın altında kalasıcalar-
 neyse asıl konuya geleyim;
 haftaya lise hayatımın son haftası.ama duygusal çalkalanım denen olayı da vücudumun hiç bir bölgesinde hissetmiyorum.yani ne?yani ben haftaya lise mezunu sayılcam.yani,liseye giden gençleri ezip,okulu asıp su savaşı yapan çılgınlara hüzünsel bakışlar atarak, "hey gidi hey,yaşlandık amuğagoyim" diyeceğim.bunları yaparken de hiç utanmayacağım ama.çok da eğleneceğim üstelik.çünkü bu lise denen şey,çok ilginç ve üzerinde birer donnie darko olabilene kadar düşünülmesi gereken bişey.(olabilene ne be?ettirgen fiil,evet evet,ettirgen fiil?? )
 lisenin ilk günü,başka bi okula gidebilitem olduğundan,okulun -yeşilli lacivertli kareli- eteğini değil de ablamın -lacivert- eteğini giyerek gitmiştim.yeşilli lacivertli kareli etekli yaşıtlarım benim eteğime "bu ne lan?" dercesine bakıyorlardı.hepsinin allah bin kere belasını versin.orda kendimi kötü hissetmeme neden oldunuz şerefsizler!(şaka lan,ağlama.)sonra sıraya girmek,isimlerin ve sınıfların okunmasıyla sınıflara çıkmak tadındaki olaylar silsilesine dalmıştım.sınıfa girdiğimde (9/H),herkes sıraları doldurmuş,bir tek pencere tarafı en ön boş kalmıştı."ulan ilk günden en öne oturuyoruz,hayır ola..." diye düşünerek yerime oturmuştum.sonra uzun,turuncu,tupturuncu saçlı,'güççük' bir kız yanıma gelip "oturabilir miyim?" demişti."hııhı" demiştim ben de.ya ne diyeceğidim?herkes birbirini süzmeye başlamıştı.erkekler hemen kaynaşmıştı.hepsi de bıyıklıydı ve sesleri korkunçtu.
 neyse uzun uzun "lisede ilk günüm" hikayesi anlatmayacağım.olay bu lan işte.büyüdük falan,güzel şeyler bunlar.o bıyıklı erkekler tıraş oldular,bazıları için "oha yakışıklıymış lan bu." dedik,bazıları hala tıraş olmadı.bu arada 18 yaşında tıraş olmayan erkek kadar da korkunç bişey yok şu dünyada.neyse derken 4 senenin sonuna geldik.güzel günler geçirdik,çok eğlendik.bence en önemlisi de bu.eğlendik mi,eğlendik.allaaama eğlendik be! (:
 lise,güzel birşey.
 ve sizlere burhan çeçen'den "liseli" isimli parçayı armağan ediyorum...

örükleri lüle lüle lüle
gerdanı benzerdi güle beyaz güle
buluşurduk arzu ile istek ile liseli vardı ya ah o liseli
liseli vardı ya ah o liseli kısacık etekli dar elbiseli
liseli vardı ya ah o liseli lisenin en şirin o en güzeli
kirpikleri ,kaşı kara ,gözü kara
gerdanı benzerdi kara ,beyaz kara 
buluşurduk arasıra arasıra 
liseli vardı ya ah o liseli
kısacık etekli dar elbiseli 
liseli vardı ya ah o liseli
lisenin en şirin o en güzeli

2 Nisan 2009 Perşembe

peki,sevgili gençler,kimden ötürü?

 çılgınlar gibi sinirli ve çılgınlar gibi şaşkınım.
 şimdi efendim şöyle ki;
 uykusuz'un fan gılabı var.o fan kılabın üyeleri mi admini mi her neyiyse,bi msn açmışlar.efendime söyliyim.sanırsın ki uykusuz fan kılabın değil de mesela bir sevda çiçeği chat odası,bir hayata dair gelişmişlik derneğinin forumu falan.4 haftadır uykusuz almayan,alamayan değil bak,almayan adamlar var.mercimek ahmet'in kabusname'sinin devamı çıksa konusu bu trajik olaylar silsilesi olur.ah ben ne edeyim nerelere gideyim?bi tanesi az önce kızın tekine saydı sövdü ana bacı uhuuğ,dedim "lan hop hişt!".yok,nuh diyor peygamber demiyor ayol.ben de sanıyorum tüm uykusuz okurları kaliteli insanlar,seviyeli insanlar.seviyeli insanlarla seviyeli toplu konuşma yapılıyordur diye ekledim eklemez olaydım.
 bu kişiliğini bulamamış gençler uykusuz okuru olamaz.en fazla otisabi'yi okuyup çıkıyorlardır.hee aralarında 1-2 efendi adam yok mu?var,olmaz mı?buranın linkini de paylaşmıştım,ağzıma sıçtılar afedersiniz.şimdi biri olur ya gelir,okur,yorumlarıyla neşe katar,küfreder mesela,kanıtlanmış olur yazım.kanıtlanınca da n'olur?makale olmaz mı?olur tabi lan!makale de yazdım ahanda.
 ayıp be.
 hatta şöyle ki;
(18:21) meltem  ●๋:: siz nerdnsnz :D (18:21) Abraxas: Cehennemin dibinden (18:21) Abraxas: amk (18:21) meltem  ●๋:: gerçktn ist.dan kmse oykmu burdaS: (18:22) Abraxas: Olmak mı zorunda (18:22) meltem  ●๋:: anana da amk okey? (18:22) Abraxas: senin (18:22) Abraxas: sülaleni (18:22) Abraxas: önden (18:22) Abraxas: arkadaın (18:22) Abraxas: skerim (18:22) mischief.mayhem.: hey hop (18:22) Abraxas: orsğpu (18:22) Abraxas: evladı (18:22) mischief.mayhem.: :a (18:22) Abraxas: oorspunun (18:22) Abraxas: dölü (18:22) meltem  ●๋:: si (18:22) Abraxas: kerhane (18:22) meltem  ●๋:: ktr git lan bok (18:22) Abraxas: piçi (18:22) mischief.mayhem.: hey ama (18:22) mischief.mayhem.: niye böyle (18:22) Abraxas: senin ananı avradını skiyim (18:22) Abraxas: it (18:22) mischief.mayhem.: ama o bir kıız (18:22) Abraxas: Oorpsu (18:22) meltem  ●๋:: eğlendin mi (18:22) Abraxas: doğru (18:22) Abraxas: konuş (18:22) Abraxas: sktir (18:23) Abraxas: git (18:23) Abraxas: şi mdi (18:23) kıskananlar çatl: neyzen derki küfür dilin cilasıdır:f (18:23) mischief.mayhem.: şimdi bi dk bana küfretmeden (18:23) mischief.mayhem.: çok sevgili abraxas. (18:23) Abraxas: meltem  ●๋: says:
anana da amk okey?
(18:23) Abraxas: Bunu (18:23) Abraxas: demese (18:23) Abraxas: hiçbişey (18:23) mischief.mayhem.: ama hani (18:23) Abraxas: demezdim (18:23) mischief.mayhem.: cehennemin dibinden dedin ya (18:24) mischief.mayhem.: asabi olaraktan.ondan demiştir o (18:24) Abraxas:  meltem  ●๋: says:
anana da amk okey?
(18:24) mischief.mayhem.: bi de kız ya,öyle deme sen (18:24) Abraxas: bunu demicekti (18:24) Abraxas: Anlıyormsuun

meltem:yeni kişi sanırsam.
mischief-mayhem-soap:benim o.
abraxas:çılgın genç.
nickler kendi isimleri olmadığından dolayı,değiştirmiyorum.eğer isim misim olaydı,o kadar da hayvan değilim be (: (tamam lan meltem'in kızın ismi olma ihtimalinin tavana vuruzladığını ben de biliyorum ama kalsın o.hhehhheh)
 olay karşısındaki şaşkınlığım kayıtlardan anlaşılıyor efendim.4 yaşındaki adama laf anlatıyormuşumcasına oldum o an.öyle gibi çünkü.değil mi ama?değilse kafamı duvara sürttüre sürttüre eritirim.(alpay erdem'e saygılar bari.sevgiler değil ama,saygı sadece.pis.)
 yalnız "anana da amk okey?" de fazlaca embesilce be meltem,kusura bakma da :D 
 (çok hızlı ve çok asabisonik yazdım,anlatım bozukluklarım,yazım yanlışlıklarım varsa,g*tünüze girsin!)