23 Mart 2009 Pazartesi

uçmak.

 her zaman olması gerekenlerin tam tersini yaşardı.hani akla az gelen,hatta hiç gelmeyen şeylerden.aslında düşününce,komikti yaşadıkları biraz.
 o sabah yine 07:10'da "hey jude" ile uyandı.sabahları sevdiği şarkıları dinlerse gününün güzel geçeceğine dair saçma sapan ama huzurlu bir düşüncesi vardı.alarmı kapattı.uyumaya devam etti.nasıl olsa annesi 10dk sonra kaldıracaktı,amaç biraz atraksiyon yaşamaktı.uykunun en tatlı yerinde uyanıp geri uyumanın verdiği haz başka nerede vardı?evet,10 dk sonra annesi kaldırdı.kalktı,çişini yaptı,yüzünü yıkadı,giyindi.kahvaltıya oturdu.sanki annesi kızarmış ekmeğe tere yağ-bal sürmek zorundaymış gibi yine hazırlıyordu.yedi,içti.çantasını hazırladı.saat 08:10 gibi çıktı,okula gitti."saçma sapan insansılar,hiç değişmicekler,hepsi aptal,en zeki benim bence" gibi,içinden psikopatça şeyler geçen beynini eline alıp "kıvrımlarının arasına silgi tozu mu kaçtı ola?" diye bir kontrol edesi geldi.ruh hastasıydı az biraz.sınıfa girdi "günaydın gençlik!" diye bağırarak.aşırı pozitif süpersonik insandı ya hani,rolünü layıkıyla yerine getirmeliydi.bir kere de sınıfa "hepinizin amuakoim lan!" diyerek girseydi ya!olmazdı,herkes yıllığına 'süper insan,neşeli insan,gülen insan,oley insan...!' yazmıştı.
 zil çaldı,hoca gelmedi.o gelmeyen hoca değildi,lanet bir insan hayvanıydı.hatta arkasından çoğu kez "rrrsbu çocuğuuuu!" demişti.kafasından hocanın gelmeyişine dair milyonlarca senaryo yazdı.zira en iyi yaptığı işlerden biriydi.sonra teneffüs oldu.turuncu kız elinde bir kitapçıkla içeri girdi.kitapçığın üzerinde maviyle "2009 öğrenci seçme ve yerleştirme sistemi (ösys) kılavuzu" yazılıydı.üstelik saman kağıttı.bunu görünce şöyle bir durdu.bu da neyin nesiydi?sonradan,öss'ye gireceğini hatırladı.aslında aklındaydı da hani belki şakadır?dı.meğersem gerçekmiş-ti."ne zamandı lan o?14 haziran...hangi aydayız?şubat...ananıskim e 4 ay kalmış!şerefsizler!niye demediniz?" gibi sorular sorup cevapladı kendi içinden.zaten başkasının içinden cevaplayamazdı.hafiften ağlamaklı oldu,geçti.2tl karşılığında kendine de aldı.kitapçıkla göz göze geldiler.kitapçık soğuktu,bönbön bakıyordu.hafif tebessüm etti kitapçığa ama hayvandı kitapçık,bönbön bakmaya devam etti.çığlık atıp yırtıp parçalayıp okulu yerle bir edesi geldi,yapamadı.o da her ergen gibi içsel anarşistti.yemezdi.
  eve geldi,kitapçığı annesine gösterdi.annesi "hayırlı olsuuaaan!" diye bağırdı.bu bağırtı umut dolu,hayal dolu,ışık fışkırtan çılgınsal bir çığlıktı.odasına geldi.aynaya baktı.18 olmasına 3 ay vardı.istese her şeyi bırakıp gidebilirdi.istese evlenebilirdi lan ehhehe.istiyordu;gitmek,kaçmak,uçmak!ama o da tüm ergenler gibi,içsel anarşistti.biraz ağladı.balkona çıktı.belki özel güçleri vardı,mesela uçabilirdi.atlamadan bilemezdi.demirlerden tutundu,üzerlerine çıktı.hemen yanda kocaman cami vardı,selam çaktı camiye.ne zamandır dua etmediğini hatırladı,düşüncelendi gibi oldu,geçti.kafasının içinde bir ses "atlamadan bilemezsin!atlamadan bilemezsin!" diye bağırıyordu.derin bir nefes aldı.kendini boşlığa bıraktı.özel güçleri yoktu,özel biri değildi.çok ama çok acıdı canı.
  işte şimdi,uçuyordu...

Have you seen the old man
In the closed-down market
Kicking up the paper,
with his worn out shoes?
In his eyes you see no pride
And held loosely at his side
Yesterday’s paper telling yesterday’s news

So how can you tell me you’re lonely,
And say for you that the sun don’t shine?
Let me take you by the hand and lead you through the streets of London
I’ll show you something to make you change your mind

Have you seen the old girl
Who walks the streets of London
Dirt in her hair and her clothes in rags?
She’s no time for talking,
She just keeps right on walking
Carrying her home in two carrier bags.

In the all night cafe
At a quarter past eleven,
Same old man is sitting there on his own
Looking at the world
Over the rim of his tea-cup,
Each tea last an hour
Then he wanders home alone

And have you seen the old man
Outside the seaman’s mission
Memory fading with
The medal ribbons that he wears.
In our winter city,
The rain cries a little pity
For one more forgotten hero
And a world that doesn’t care

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder