21 Mayıs 2009 Perşembe

ben ağlamıyorum ki.


 ölüm,korku veriyor.
 korku vermesi bilinmezliğinden.
 ölen kişinin arkasından delicesine üzülmense bencilliğinden.sevdiğin kişiyi bir daha görememek,onunla vakit geçirememek,sesini duyamamak...kendin için değil mi tüm bunlar?öte yandan ölen kişinin yarım kalan hayalleri,gülüşü,koşamaması uçsuz bucaksız sahillerde,artık dolaşamaması işine geldiğince güzel bulduğun deli dünyayı.
 peki,daha önce hiç öldün mü?
 
 hayal et.öldüğünü hayal et.o an ölüm şekline göre bir acı ve işte sonsuzluk.ruhun bedeninden ayrılıyor ılık bir esinti eşliğinde.kulağına en sevdiğin şarkı çalınırken artık özgürsün.arkandan birileri ağlıyor,saç baş yolanlar,çıldıranlar...anlam veremiyorsun.bilseler artık ne kadar hafif olduğunu,hayattayken hiç olmadığın kadar huzurlu olduğunu ve en sevdiğin renklere bezendiğini,üzülmezlerdi elbette.
  
 kitaplar inmiş,inandığın.cennet diyor,cehennem diyor,azap diyor,sorgu diyor.korktuğu için ibadet eden insanlar dört bir yanında.sorgu meleklerinin sınavını geçip mezarda rahat uyumaktan söz ediliyor,delicesine inanılıyor bunlara.mezarında inleyenlerden söz edilip adına kabir azabı deniliyor ve çılgınlar gibi korkuluyor üstüne.peki,bu insanlar daha önce hiç ölmüşler mi?
 
 hayal et.
 bedeninden ayrılan ruhun gökyüzünde.artık dünya senin.bütün okyanuslar,ormanlar,metropoller,çöplükler,savaşlar...hepsi ayaklarının altında.hepsi senin için.buradan her yerin ve herkesin görülebildiğini hayal et.arkandan ağlayanların seslerini kısabildiğini,gülen insanları izleyebildiğini hayal et.yıldızlar,gezegenler hepsi senin.ve,uçmak dilediğince,istediğin yere...ne melek var ne şeytan.ne reçel ırmaklarının aktığı gül bahçeleriyle dolu bir yer ne de korlanan ateşler...yıldızlara dokunuyorsun,ayda piknik yapıyorsun,canın istediğinde dünyaya inip turluyorsun.keşfedilmemiş o kadar çok yer,o kadar çok canlı ve o kadar çok renk var ki!kuzey kutup noktasına gidip kutup yıldızını izliyorsun,kolunu kaldırdığında avuçlarının içinde...okyanuslara dalıp milyonlarca canlıyı arkadaş ediniyorsun.çöllerde dolaşıyorsun,ya da her nerde ne yapmak istersen!hayattayken dünyanın senden esirgediği her yeri karış karış senin oluyor.giymen gereken kıyafetler yok!ne marka taşıma kaygısı ne açlık korkusu!dünya sana dar geliyor,gezegenleri geziyorsun.mars!uranüs!venüs!hepsi senin...güneş sistemine sokayım,çıkıp başka alemlere yol alıyorsun...

 ne yorgunluk var ne hayal kırıklığı.
 hayal yok!
 çünkü artık,hayal sensin!

 peki,söyle bana özgecan!mars'ta hayat var mı?

1 yorum:

  1. "arkandan ağlayanların seslerini kısabildiğini, gülen insanları izleyebildiğini hayal et."

    keşke daha önce tanışsaydık da üçümüzün anıları da olsaydı ve anlatsaydık durmadan birbirimize. o da varmışçasına "hayal" etseydik.

    YanıtlaSil